29 Mayıs 2007 Salı

reklamlarda kadinin yeri

reklamlar ve "ideal kadın" yaratımıreklam olgusu bugünkü post-endüstriyel toplumda yozlaşan değerlerin tekrar üretilip bireylerin tüketimine sunulmasında en büyük araçtır. 1980 sonrası özellikle modernlik, özgürlük, özgüven gibi kavramları kullanarak topluma hitap eden reklamcıların en çok araçsallaştırdığı şey ise kuşkusuz kadın ve bedenidir.özellikle erotizm ve estetik gibi çokça revaç bulan temaların kadının dişil yapısında ortak bulunması birçok yerde olduğu gibi reklamlarda da kadının -ve bedeninin- metalaşmasında büyük bir etkendir. kadınlar hemcinslerinde özenti; erkeklerde ise hayranlık bırakmak amacıyla reklamlarda güzellikleriyle, modernlikleriyle ve kullandıkları ürünlerle reklamlarda ön plana çıkarlar. ideolojik olarak kadınların özgürlüklerine hitap ediyor gibi gözüken bu reklamlar aslında içten içe kadınları araçsallaştırmakta, metalaştırmakta ve deyim yerindeyse tüketime bağımlı modern köleler haline getirmektedir.bugün birçok reklamda kullanılan modern ve güzel kadın imajı baudrillardcı anlamda aslında yaratılmak istenen bir "ideal kadın" tasarısına karşılık düşer. burada yapılmak istenen tanıtılan ürünü aslında olması gerekenmiş gibi gösterip onu tüketilebilir kılmaktır.özellikle deterjan reklamlarında gördüğümüz o modern giyinimli, evinde her türlü modern unsuru taşıyan ve sanki o deterjanı kullandığında işi daha çabuk bitecekmiş gibi aktarılan kadın aslında eskiden bütün ev işlerini kendi hamaratlığıyla gerçekleştiren ve sanki eziliyormuş ve özgürlüğü yokmuş gibi tanıtılan eski türk kadınına alternatifmiş gibi gösterilerek "ideal kadın" tasarısı halka empoze edilmektedir.bir parfüm reklamında gördüğümüz ve istediği erkeğe o parfümü kullandıktan sonra ulaşan kadın ise reklamda kadın seksapalitesinin kullanımına örnektir."browni" reklamı örneğinde "ideal kadın" yaratımıreklamda ideal kadın yaratımının en güzel örneklerinden birisini bu reklamda görebiliyoruz. reklamımızın başında orta yaşlarında olduğu anlaşılan yalnız bir kadın tek başına kanepede oturmaktadır ve o gün onun doğum günüdür.kadın yalnız olmasından dolayı çok sıkılmıştır ve elindeki çakmakla oynamaktadır. bu sırada fonda her reklamda gördüğümüz modern eşyalarla donatılmış oda dikkatimizi çekmektedir. kadın elindeki çakmakla masanın üzerindeki "browni" kekin üzerindeki mumu yaktığı anda o kadının iki genç kız tarafından izlenen bir filmin karakteri olduğunu anlarız.bu sırada fonda yine o ısrarla kafamıza işlenmeye çalışılan modern oda dikkatimizi çekmektedir. bir öğrenci evi olmasına rağmen evde her türlü modern unsur bulunmaktadır ve o anda genç kızlardan birisi can alıcı soruyu sorar "otuzumuza geldiğimizde bizde mi böyle olacağız?". otuz yaşında yalnız bir kadın sanki hiçte tasvip edilmeyen yalnızlığa mahkum bir insan gibi sunulmaktadır ve genç kızların içini bir korku sarmıştır. reklamımız devam eder ve yalnız kadın, kekten bir parça ısırdığı anda kapı çalar. gelen kadının sevgilisidir ve elinde çiçeklerle ona sürpriz yapmıştır. reklam içindeki film böylesine mutlu bir sonla bitince bu kez genç kızlarımız kendi sorularına birlikte cevap verirler. "keşke!!!". ikisi birden keklerinden birer parça ısırırlar ve reklamımız herkesin mutluluğuyla sona erer.reklamımızın bize verdiği asıl mesaj ise şudur: modern evlerinizde özgür kadınlar olarak oturun, "browni" yiyin ve kesinlikle otuzuncu yaş gününüzü yalnız kutlamayın.sanki o ürünü yemeyen bir kadın yalnız kalacakmış ve o ideal otuz yaşındaki kadın olamayacakmış gibi bir hava yaratılmaktadır.sonuç olarak kadını ve bedenini metalaştıran reklam sektörü aynı zamanda üzerinde durduğumuz gibi bir "ideal kadın" tipi yaratmaktadır. nitekim bugün tüketim toplumu haline gelmiş türk toplumunun reklamlara ne denli uyduğunu görüyoruz. sokaklarda gördüğümüz tek tip genç kızlar ve kullandıkları aynı ürünler reklamların ve buna bağlı olarak markalaşmanın ciddi anlamda toplum üzerinde etkili olduğunun en büyük kanıtıdır. sonuçta jean baudrillard'ın öngördüğü gibi tasarı gerçekleşmiş ve reklamlar amacına ulaşmış görünüyor: devamlı tüketen ve tüketirken tüketilmeye devam eden kadın...

Hiç yorum yok: