29 Mayıs 2007 Salı

Türkiyede Turizm

turizm bir ülkenin sosyo-ekonomik yapısını etkileyen ve o ülkenin kültürel yapısı hakkında da bilgi içeren en önemli olgulardan birisidir. aslında çok eski çağlardan beri süregelen bu olgunun tarihsel gelişim içerisinde çok dikkatli incelenmesi gerekir. zira turizm gibi çok karmaşık ve bir o kadar da toplumun genelini ilgilendiren bir konuda sosyolojik bir analiz için öncelikle dünyadaki turizm algısını ve daha sonra tarihsel arka planı çerçevesinde konuyu ele almaya çalışacağız.turizm kelimesinin latince’de, dönmek, etrafını dolaşmak, geri dönmek anlamına gelen “tornus” kökünden üretilmiştir. turizmde bir hareket, seyahat, gezme kavramı vardır. gezmek, seyahat etmek, öncelikle para harcamayı gerektirir. gidilen yerde geçici de olsa bir süre konaklanmalıdır. bu bilgiler sonucu sezgin(1995:3-4), turizmi şu şekilde açıklamıştır: “devamlı olarak yaşanılan yer dışına, tüketici olarak tatil, dinlenme, eğlence, kültür ve benzeri ihtiyaçların giderilmesi amacıyla yapılan seyahat ve geçici konaklama hareketine turizm denir.” turist ise genel olarak turizm faaliyetlerine katılan insanlar olarak ifade edilebilirse de konumuz dahilinde 1937 de milletler cemiyetinin yaptığı tanımı kullanmak mümkündür:” devamlı oturduğu ülkenin dışında herhangi bir ülkeyi yirmi dört saatten az olmayan bir süre için ziyaret eden kişi yabancı turisttir”. turizm in tarihsel arka planına baktığımızda ise ilk çağ dan bu yana gerek seyyahlarla gerek seferlerle insanların bir çok kültürel alışverişte bulunduğunu ve özellikle gezginlerin gezdikleri yerlerdeki kültürleri kendi insanlarına sözlü olarak tanıttıklarını söyleyebiliriz.ıturizm çeşitlerine geldiğimizde ise katılımcı sayısına ve gidilen yerlere göre iki tür ayrım yapıldığını görüyoruz. kişi sayısına göre turizm çeşitlerini şu şekilde sıralayabiliriz:bireysel turizm: günümüz insanı artık bir dünyalı olarak yeryüzünün tümünden kendini sorumlu saymakta ve bundan dolayı bütün dünyayı tanımak istemektedir. dünyayı tanıma hareketi bireysel turizmi doğurmakta, buna paralel olarak da turizm türleri ve katılımları artmaktadır. bireysel turizme katılanlar genelde genç ve maddi olanakları normalin üstünde kişilerdir. bu kişiler yeni yerler görme, macera arama veya buna benzer sebeplerden turizme bireysel olarak katılmaktadırlar. bireysel turizm günümüzde en hızlı ilerleyen ve en çok kabul gören turizm hareketidir.grup turizmi: çeşitli toplumsal grupların turizme birlikte katılmalarıdır. dernek üyeleri, meslek odaları, öğrenci toplulukları gibi belirli bir ortak özelliği bulunan, sayısı on bir ile on altı arasında değişen, insan topluluklarıdır. katılan kişi sayısı on altıdan fazla olursa bu kitle turizmine girer. grup turizmi kişi sayısı ve sürekli olmasından dolayı kitle turizminden farklıdır.kitle turizmi: insanların turizme kitleler halinde katılmalarıdır. 1950 yılında başlayan kitle turizm hareketi günümüz turizm hareketlerinin de belirleyicisidir. insanların ucuzluk ve kolaylık nedeniyle paket turları seçmeleri sonucu oluşur. kitle turizminde katılımcı sayısı sürekli aynıdır. turizmin gelişme aşamasında en çok üzerinde durulan turizm türü, kitle turizmidir. ancak aşırı yoğun kitle turizminin sakıncaları görülmüş ve bu konuda yeniden bir yapılanma çalışmaları başlatılmıştırgidilen yerlere göre turizm ise iç ve dış turizm olarak 2’ye ayrılmaktadır. bunları da şu şekilde açıklayabiliriz:iç turizm: iç turizm, katılımcının kendi ulusal sınırları içinde turistik faaliyette bulunmasıdır. şehirsel alanlardan kıyılara, kırsal alana ve dağlara doğru olmaktadır. kırsal alandan da şehirlere doğru turizm hareketi olmaktadır. bir başka iç turizm hareketi ise şehirler arasında iş, kültürel sebep, ziyaretler gibi olmaktadır (özgüç,1998:226-227). pasaport, vize, yabancı dil ve döviz gerektirmeyen iç turizmin ekonomiye döviz getirici etkisi yoktur. ancak iç turizmin milli gelirin bölgeler arasında dengeli dağılımında önemli katkıları vardır. geliri yüksek olan, sanayileşmiş yerlerde yaşayan insanların, doğası bozulmamış ve sanayileşmemiş bölgelerde turistik faaliyetlerde bulunması, harcamalar yapması gelir dağılımının dengelenmesine yardımda bulunur. iç turizmin bir başka yararı ise ulusal sınırlar içinde yurttaşların birbirlerini daha iyi tanımaları ve kaynaşmalarına yardımcı olmasıdır. dış turizm: dış turizm, katılımcının kendi ülke sınırları dışına çıkarak turistik faaliyette bulunmasıdır. dış turizmde pasaport, yabancı dil, döviz ve vize işlemleri vardır. en önemli özelliği ise döviz getirici etkisinin bulunmasıdır. aktif ve pasif dış turizm olarak ikiye ayrılır. dış pasif turizmde kişi kendi ulusal sınırları dışına çıkar. ekonomik açıdan ödemeler dengesinde döviz çıktısı yada ithalat eksisi olarak kendini gösterir. dış aktif turizm ise yabancı kişilerin ülkemize gelmesidir. ödemeler dengesi üzerinde döviz kazandırıcı yada ekonomide ihracat etkisi yapar. ayrıca dış turizmin ülkeler arasında barış ortamının oluşması, farklı kültürlerin öğrenilmesi, ulusal kültür yanı sıra diğer kültürlere de saygı duyma bilincinin oluşması gibi olumlu toplumsal etkileri de bulunmaktadır.yukarıda bahsettiğimiz en önemli 2 turizm sınıflamasının yanında değişik sınıflamalara da kısa kısa değinerek geçmek istiyorum. örneğin katılımcıların yaşına göre şu şekilde bir sınıflama yapılabilir:gençlik turizmi: on beş ile yirmi beş yaş arasındaki gençlerin, birey olarak katıldıkları turizm faaliyetleridir. yapılan araştırmalara göre gençlerin turizm faaliyetlerine katılma oranları diğer yaş gruplarına göre daha fazladır. bunun sebebi ise gençlerin, psikolojik yapıları gereği harekete, maceraya ve değişime daha açık kişiliğe sahip olmalarıdır. aynı zamanda gençlerin ailece sorumluluklarının kısıtlı olması, konaklama seçiminde titiz davranmamaları, fazla konfor aramamaları bu yaş grubunun seyahat imkanını artırmaktadır. ancak bu yaş grubunun kısıtlılığı ise maddi imkanlardır. gençlerin çoğu ya aileleri tarafından maddi olarak desteklenmekte veya kısıtlı öğrenci harçlıklarıyla geçinmektedirler. bu yüzden gençlik turizmi çoğu ülke tarafından sosyal turizm olarak kabul edilmektedir.yetişkin turizmi: yirmi beş ile atmış yaş arasındaki insanların katıldıkları turizm hareketidir. aile ve iş hayatı sorumlulukları bulunduğu için tatil anlayışları genelde dinlence üzerine ve yaz ayları yoğunluktadır. ekonomik koşullardaki değişimler bu grubun tatil durumunu yakından etkilemektedir.üçüncü yaş turizmi: atmış yaş üstü emekli kişilerin oluşturduğu gruptur. aile sorumluluğu azalmış, emeklilikten dolayı iş sorumluluğu kalmamıştır. genelde inanç, sağlık ve kültür amaçlı turizm faaliyetlerine katılmaktadırlar.katılanların sosyo-ekonomik yapılarına göre ise şu turizm sınıflamaları yapılmaktadır:sosyal turizm: sosyal turizm, ekonomik bakımdan zayıf olan kitlelerin birtakım özel önlemler ve teşvik uygulamaları yoluyla turizm faaliyetlerine katılmalarının sağlanmasıdır. günümüzde, bu gruba bedensel özürlülerde katılmıştır. sosyal turizmin temel özelliği, düşük fiyat, kar amacının bulunmaması ve toplu tüketimdir. sosyal turizmde, çalışan kitlelerin düşünce ve değer yargılarının geliştirilmesi, toplumsal kaynaşma, diğer insanları tanıma ve dostluk duygularının geliştirilmesi, toplumsal eşitliğin sağlanması ve barış duygularının geliştirilmesi amaçlanır.lüks turizm: selektif turizm olarak da adlandırılır. bu gruba giren kişiler en üst düzeyde gelire sahip ve toplum içinde prestiji yüksek kişilerdir. pahalı ve her türlü konfora sahip turistik tesisleri tercih ederler. geceleme sayıları diğer turistlere göre daha azdır, çünkü bu kişilerin kendi özel konaklama yerleri vardır. diğer yandan ulaşım araçlarında da kendi taşıtlarını kullanmaktadırlar.bunun dışında bahsedeceğimiz son sınıflama ise katılımcıların amaçlarına göre turizm şekilleridir. bunları da şöyle sıralayabiliriz:toplantı turizmi: toplantı turizmi, kişilerin sürekli konakladıkları veya çalıştıkları yerler dışında uzmanlık gerektiren akademik alan veya mesleklerde belirli konularda bilgi alış verişlerini sağlamak için bir araya gelmelerinden doğan turizm faaliyetidir. turizm faaliyetlerinden daha yoğun yararlanmak için turizm yoğunluğu az mevsimlerde uygulanan turizm türüdür. dünyada, toplam turizm gelirinin yüzde yirmi beşi toplantı turizminden sağlanmaktadır. katılımcılar otuz ila atmış yaşları arasında ve gelir düzeyi yüksek kişilerdir. toplantı turizmi kongre, seminer, sempozyum, konferans gibi faaliyetlerden oluşur. toplantıları düzenleyen şirketlerin, katılımcıların şirketlerinin veya sponsorların masrafları karşılamaları toplantı turizminin etkinliğini artırmaktadır. uluslararası veya ulusal şirketlerin sayılarının artması ve bunların toplantılar düzenleme gereksinimi, toplantı turizmini olumlu etkilemiştir.sağlık turizmi: sanayileşme ve kentleşme sonucu gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde çevre sorunları, insan sağlığını bozan, beslenme bozukluklarına sebep olan, sinirsel yoğunlukları artıran ve işgücü verimini azaltan bir yaşama ortamına neden olmaktadır. halk sağlığını ve işgücü verimini korumak için kaplıca, deniz ve iklim kürleri gibi uygulamalar iç ve dış turizm ile bütünleşerek sağlık turizmine temel teşkil etmiştir. sağlık turizmi, insanların, kür ve tedavi amacıyla gittikleri yerlerde konaklama, beslenme, dinlenme ve eğlenme ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. kür ve tedavi bütün bir yıl yapılabildiği ve kür veya tedavilerin en az üç hafta sürmesi gerektiği için turizm sektöründe ayrı bir çekiciliği vardır.inanç turizmi: kutsal yerlerin ziyaretini amaçlayan turizm türüdür. burada amaç, dini duyguları tatmin etmek, dini gereklilikleri yerine getirmek için veya kültürel ve sanatsal açıdan ziyaretlerdir. ibadetlerin mekana bağlı olması insanları o mekana çekmektedir.yayla turizmi: yayla kelimesi, dağların eteklerinde veya aralarında bulunan düzlüklere verilmiştir. günümüzde şehirlerde yaşayan insanların, şehrin gürültü ve kirlenmiş ortamından uzaklaşarak dağlardaki doğal güzelliklere sahip sessiz yerleri tercih etmeleri sonucu ortaya çıkan turizm türüdür. bu turizm türünde turistin amacı, tatilinde dağlarda bulunarak buralarda dinlenmek, eğlenmek ve dağlarda olan rekreatif faaliyetlerden yararlanmaktır. yaylalar çok zengin bitki örtüsüne sahip olmaları, ormanları, gölleri, akarsuları, kış sporları yapma imkanı, av yapabilme, yayla şenlikleri, el sanatları, temiz doğal yapısı ve benzeri özelliklerinden dolayı tercih edilir.çiftlik turizmi: insanların doğal ortamda bulunmak istemeleri sonucu ortaya çıkan bir turizm türüdür. burada turistin amacı yaşadığı ortamdan farklı olan çiftlik ortamında belirli bir süre çiftlik hayatını yaşamaktır. turist, belirli bir süre çiftçi gibi doğal ortamı yaşar. çiftlik turizmi çiftliklerin türüne göre, tarımsal büyük çiftlikler, özel çiftlikler, tarihi yöre çiftlikleri, çalışma çiftlikleri, sportif ve rekreasyonel çiftlikler, çiftlik ormanı işletmeleri olarak çeşitlenirler.deniz turizmi: günümüzde şehirlerde yaşayan insanların, şehrin gürültülü ve kirlenmiş ortamından uzaklaşarak deniz kenarlarındaki doğal güzelliklere sahip yerleri tercih etmeleri sonucu ortaya çıkan turizm türüdür. ana etmen deniz güneş ve kumdur. güneşlenme ve yüzmeye imkan tanıyan iklim koşullarına sahip sahil kesimleri tercih edilir. turistlerin deniz turizmini tercih etmelerinin bir sebebi de denizde yapılabilen, yüzme, dalma, jet ski, sörf, su kayağı gibi rekreatif faaliyetlerdir.yat turizmi: yat turizmi, turistlerin ya kendi yatlarıyla yada kiraladıkları yatlarla, sahil kenarlarında dolaşmalarıdır. yat turizminde yiyecek, içecek ve konaklama yatlarda sağlanır, ancak yatların ikmali ve demirlemesi ücret karşılığıdır. yatların ihtiyaçlarını karşılamak için marinalar bulunmaktadır.karavan turizmi: karavan turizmi, turistlerin ya kendi karavanlarıyla yada kiraladıkları karavanlarla, otoyollarda dolaşmalarıdır. karavan turizminde yiyecek, içecek ve konaklama karavanlarda sağlanır. ancak karavanların su, elektrik ve atık su boşaltımı gibi ihtiyaçlarını karşılamaları için özel park yerleri vardır. turistler doğal güzelliği bulunan bu özel park yerlerinde konaklayarak gezilerini sürdürürler. turistlerin amaçları ihtiyaç duydukları her türlü konforu karavanlarında bulundurarak rahat bir tatil yapmalarıdır.doğa turizmi: eko turizm olarak da adlandırılmakta, ancak ekoturizmde koruma amacıyla turizm faaliyetinin yapılmasıdır. burada amaç doğal güzellikleri, yapılarına dokunmadan veya bozmadan ziyaret etmek veya görmektir. son yıllarda gelişen bir turizm türüdür. kendi içinde mağara, göl, nehir, vadi, orman gibi doğal yapılara göre türlere ayrılır. katılımcılar genelde yüksek sosyal statüde ve gelir seviyesinde kişilerdir. hızla gelişmekte olan bir turizm türüdür.kültür turizmi: kültür, toplumun sahip olduğu maddi ve manevi değerleriyle tarih, felsefe, ahlak, sanat, teknik, spor, eğitim, hukuk, sağlık, turizm ve benzeri alanlardaki varlığının, süreçlerinin, etkinliklerinin, gelişmelerinin oluşturduğu bir bilgi birikimidir. kültür turizmi ise, eski sanat eserlerinin, tarihi yapıların, eski uygarlıklara ait kalıntıların araştırılıp, incelenip, görülmesi ve yöre halkı kültürünün araştırılıp incelenmesi amacıyla yapılan yer değişiklikleridir.spor turizmi: spor turizmi turistin belirli bir sporu yapmak amacıyla yer değişimidir. dağcılık, yamaç paraşütü, rafting, rüzgar sörfü, dalga sörfü, dalgıçlık, kayak, av ve benzeri yöreye özgü doğa sporları veya tenis, golf, voleybol gibi belirli bir yörede belirli bir sürede organize edilen sporlardır. diğer turizm faaliyetlerinden en temel farkı turistin bu sporu yapmak veya öğrenmek için yer değiştirmeleridir.ııosmanlı'nın son dönemlerinde bireysel girişimler düzeyinde başlayan turizm yapılanması cumhuriyetin ilk yıllarıyla birlikte kurumsal örgütlenmeye doğru adım attı. 1923 yılında atatürk'ün de önderlik ettiği türkiye seyyahın cemiyeti (bugünkü turing otomobil kurumu) ile ilk ciddi kurumsallaşma deneyimi başlatıldı. turing, türkiye'nin ilk tanıtım afişleri, yol haritaları, otel rehberleri ve broşürleri gibi ilklere imza attı.turizmle ilgili bir diğer alan olan havacılık, cumhuriyet döneminde türkiye tayyare cemiyetinin kurulmasıyla ilk adımlarını attı. 1925 yılında kurulan cemiyet 1933 yılında türk havayolları işletme idaresi adını aldı. 1930'lu yıllara gelinirken türkiye'ye gelen turist sayısı 45-50 bin dolayına çıktı ve turizm sektörü hükümetler düzeyinde de dikkate alınmaya başlandı. 1930 yılında dahiliye vekaleti emniyeti umumiye müdüriyeti bünyesinde turizm işleriyle ilgili bir şube kuruldu. aynı yıl istanbul belediyesinde iktisat işleri müdüriyeti'ne bağlı bir turizm şubesi açıldı. bu yılın en önemli olayı da uluslararası turizm birliği (aıt) kongresinin istanbul'da yapılması oldu. gelişmelerin ardından türkiye'de turizm ilk kez şakir bey'in iktisat vekilliği döneminde hükümet programı ve bütçesine girdi. ardından celal bayar'ın iktisat vekaleti döneminde yeniden ele alındı. artık turizmle ilgilenen ayrı bir birimin kurulması gerekliliği kabul edildi ve 1934 yılında ilk kez iktisat bakanlığının dış ticaret dairesine bağlı türk ofis adında bir büro kuruldu. ardından 1937 celal bayar hükümetinde, vedat nedim tör'ün başında olduğu iktisat bakanlığı içinde bir turizm müdürlüğü kuruldu. bu müdürlüğün gerçekleştirdiği birkaç faaliyet arasında turist girişlerine ilişkin yasal düzenlemeler kayda değer ilk çalışma olarak nitelendirilir. kurumlarıyla yavaş yavaş gelişmeye başlayan türkiye turizmi 1938 yılında yeni bir birime kavuştu. bu yıl türk ofis'in neşriyat ve propaganda servisi içinde bir turizm masası kuruldu. merkezi örgütlenmenin yanında bu yıllarda yerel idarelerde de turizm örgütlenmesine ilişkin gelişmeler kaydedildi. istanbul'a turist akının artmasıyla birlikte geliştirilen istanbul belediyesi turizm şubesi, bursa belediyesi turizm şefliği, izmir fuarı kültür park ve turizm müdürlüğü bunların başında sayılabilir. bu yıllarda konaklama sektöründeki örgütlenmelerin başında otelciler ve hancılar cemiyeti geliyor.1939 yılında turizm müdürlüğü, ticaret bakanlığına bağlı turizm dairesine dönüştürüldü. diğer yandan turizmin devlet bakanlıkları içindeki yerinin tam olarak belirlenemediği bu dönemde, turizmin ülke ekonomisine katkısının daha iyi değerlendirilmesi ve gelişmelerin bütün devlet birimleri tarafından izlenebilmesi için bakanlıklar arası turizm komisyonun kuruldu. 1940 istanbul'da kurulmuş olan istanbul'u sevenler grubu, yurtiçi turizm mirasının ve değerlerinin korunması amacıyla üniversitelerle ortak çalışmalarda bulundu ve çeşitli konferanslar verdi.1940 yılının başında devlet içi turizm kurumları bir değişiklik daha geçirdi. 1940 başlangıcında turizm dairesi'nin, matbuat umum müdürlüğü'ne 1943 yılında da basın ve yayın genel müdürlüğü'ne bağlanması türkiye turizminin turizm bakanlığı'na ulaşmasındaki önemli adımlardan birini oluşturdu. turizmde tanıtım faaliyetlerinin biraz daha öne çıktığı bu yıllarda, turizm sektörü önde gelenlerinin katıldığı bir örgütlenme türkiye turizminde yürütülen tartışmaların uzun süre kaynaklığını yaptı. ülke turizmindeki gelişmelerin ve potansiyellerin değerlendirildiği turizm danışma kurulları 1949 yılında hayata başlarken, her yıl düzenli olarak yapılmaya çalışılan bu kurullar sektörde uzun yıllar bir forum niteliğini taşıdı. turizmin gelişmesine paralel olarak devlet içinde turizmle ilgilenen bölümler yeni görev tanımları içinde geliştirilmeye çalışıldı. 1949 yılındaki hükümet programı çerçevesinde basın ve yayın genel müdürlüğü basın-yayın ve turizm genel müdürlüğüne dönüştürüldü ve turizm işleri bu müdürlük içindeki turizm dairesi'ne bırakıldı. bu yılların turizm kurumlarından biri de kurucuları arasında cihat baban, nedim tör, nadir nadi ve burhan felek gibi kişilerin bulunduğu 1949 yılında kurulan türkiye turizm kurumu'dur.1950 ve 1953 yıllarında turizm kurumlarını teşvik kanunları çıkartıldı. teşvik önlemlerinin yanısıra turizmde alt ve üstyapı yatırımlarına kaynaklık etmek amacıyla 1954 yılında türkiye turizm bankası kuruldu. 1940'lı yıllardan 50'li yıllara dünya turizminde yaşanan örgütlenme faaliyetlerinden etkilenen türkiye, türkiye milli talebe federasyonu (tmtf) adı altında gençlik turizminin yapılandığı bir kuruma kavuştu.1950'lerin ikinci yarısında türkiye seyahat acenteleri cemiyeti (tüstac) kuruldu. bu cemiyet 1970'li yıllara kadar faaliyetlerini devam ettirdi.1972 yılında fransız seyahat acentaları birliği (snav) yasasından yararlanılarak 1618 sayılı yasa çıkarıldı. bu yasa seyahat acentalarının çalışma düzenini ve türkiye seyahat acentaları birliği (türsab) 'ın kuruluşunu öngörüyordu. 1618 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile seyahat acenteliği faaliyetinde bulunabilmek için türsab'a üyelik zorunlu kılındı. türsab çalışmalarını istanbul'daki genel merkezin yanında türkiye'nin çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteren 15 bölgesel yürütme kurulları ile yürütüyor. türsab'ın ayrıca brüksel'de bir temsilciliği var. türsab şu anda 3200'ü aşan üye sayısı ile dünyanın en çok üyeye sahip 5. birliğidir.türkiye cumhuriyeti 1960'lı yıllarda uluslararası iktisadi işbirlikleri ve anlaşmaları çerçevesinde ilk turizm işbirliği sözleşmesini de gerçekleştirdi. 1964 yılının ekim ayında bulgaristan'la sofya'da ikili bir işbirliği anlaşması yapıldı. bu anlaşmayı 1965 yılında yugoslavya, 1966 yılında ise ürdün ve ırak ile yapılan anlaşmalar izledi. 1968 yılında da mısır ve lübnan ile ikili işbirliği çerçevesi çizildi.1964 yılında 1980 yılına kadar yukarıda sayılanların dışında balkan ülkeleri, yunanistan, cezayir ve almanya olmak üzere dört anlaşma daha gerçekleştirildi. 1980 yılında bugüne 33 kadar yeni anlaşma da yürürlüğe girdi.seyahat acentalığı sektörünün tüstac altında tarihinde ilk defa bir örgütlülüğe gitmesi, sektörün yaratıcısı olan acentalara sektör hakkında söz söyleme olanaklarını da verdi. acentacılığın hangi kriterler üzerinde oturması gerektiğinden sektörün daha iyiye nasıl götürülebileceğine kadar bir dizi sorun üzerinde süren tartışmalarda bir ilgi odağı haline gelen tüstac'ın yaptırımlarının kısıtlı olması, örgütlülüğün ilk yıllarının oluşu ve deneyim yetersizliği gibi bir dizi faktörden dolayı sektörde fazla etkili olmadığı görüşü hakim olmaya başladı. sektörün hızlı gelişimi daha dinamik ve etkin bir örgütlenmeyi gerektirirken acenta sahipleri de tüstac'ın yeniden yapılandırılması konusunda çalışmalara başladı. bu süreçte tüstac'ı daha etkin kılmak için yola çıkan acentalar 1969-1970 döneminde tüstac'ın yapısını değiştirdi. bu ideallere sahip alternatif bir grup seçimleri kazanarak tüstac ve acentacılığın yeni bir döneme girmesinde ilk adımları attı. bu tarihten sonra tüstac deneyimlerin verdiği ivme ile daha dinamik bir yönetim içine girdi. 1969-1970 döneminde, tüctac kongresine katılan alternatif grup içinden, orhan koraltan başkan, metin sayalı ıkinci başkan, çetin kayra genel sekreter oldu. boğaç yar, jak kasar, aydın turaman, cevat uğurdağ, ferit epikmen de diğer yönetim kurulu üyeleri oldular.bu yıllarda gerek acenta sayısı gerekse bu acentaların pazarları hızlı bir gelişme kaydederken, sektör karşılaştığı sorunları çözebilmek ve daha iyi örgütlenebilmenin yollarını aramaya başladı. bir yanda sektördeki acentaların yasal bir çerçeveye kavuşması diğer yanda turizm sektörünün böyle bir yapı içinde acilen örgütlenmesi gerekliliği bu arayışların 1970'li yılların başında beklenmedik bir biçimde sonuçlanmasına neden oldu. yıllarca devlet kademesinden destek göremeyen kurumlar artık bir ortak çatı altında toplanacak ve sektörün asıl sahipleri sektör üzerinde söz sahibi olmaya başlayacaklardı. 1972 yılında bu arayış kendisini türkiye seyahat acentaları birliği'nde (türsab) somutlaştırdı.giderek deneyim kazanan ve gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında bağlantılarını artıran ve aynı ölçüde hacmi genişleyen seyahat acentaları 1967 yılına kadar kendi kimliğini ortaya koyacak yasal bir zemine kavuşamadı. 1972 yılındaki yasal düzenlemeye kadar bir dizi küçük restorasyon süreçlerinden geçen seyahat acentalığı sektöre girmeye başlayan yabancı ve yerli acentalarla yeni bir dinamizm içine girdi. 1955 yılında bakanlar kurulu düzeyinde ilk ciddi çalışmalar yapılırken, acentalar, 5705 sayılı "turizm büro ve seyahat acentaları hakkında talimatnameye" göre basın-yayın ve turizm genel müdürlüğü'nden ruhsatname almaya başladılar. bugün acentalara verilen bu ruhsatnameden kaç adet verildiği tam olarak bilinmezken, elimizde bulunan ruhsat sayılarından 578 tane acentanın bu ruhsatlardan aldığını biliyoruz. ancak bu rakam tam olarak acenta faaliyeti yürüten firmalara ait değildir. daha önceleri acentacılık ile otobüs işletmeciliği gibi faaliyetlerin birbirinden ayrılmamış olması tam olarak acenta sayısının ne olduğu hakkında bilgi edinmemizi kısıtladı.diğer yandan bazı çalışmalardan biliyoruz ki, 1968 yılına gelindiğinde türkiye seyahat acentası pazarında 281 tane acenta faaliyet yürütmekteydi. ancak 5705 sayılı talimatta, acentalarla otobüs işletmeleri arasında ciddi bir ayrım yapılmadığı gibi acenta türlerinde de bir sınıflamaya gidilmemişti. sektörde düzensizlikler yaratan bu sorunun çözülmesi için 22 nisan 1968 tarihinde 6068 sayılı turizm endüstrisi teşvik yasasının 34.maddesine dayanılarak otobüs işletmelerine ruhsat verilmeyeceği karara bağlandı. böylece 281 acentadan 155'inin ruhsatı iptal edildi ve acentaların sayısı 126'ya düştü.1970'li yıllara gelindiğinde, bakanlıktan ruhsatname alan acentaların sayısı 179'a yükselirken, acentaların yüzde 65'i marmara, yüzde 15'i ege, yüzde 18'i ıç ve güney anadolu bölgelerinde bulunuyordu. öte yandan, turizm ve tanıtma bakanlığı'nın 1618 sayılı yasa yürürlüğe girmeden önce eski yasa gereğince ruhsatname verdiği acenta sayısına ilişkin kesin bir veri olmamasına karşın, 1618 sayılı yasanın ardından verilen belge numaralarının 701'den başlatılmış olması bize daha önce 700 kadar ruhsatnamenin verilmiş olabileceği önyargısına taşıdı.1970 yılında dünya genelinde seyahat eden turist sayısı, 1960 yılına göre, 1.5 kat artarak 165 milyona ulaşırken türkiye'ye gelen turist sayısı 7.5 kat yükselerek 724 bine ulaştı. aynı dönem içinde dünya turizm gelirleri 2 kat artarak 17 milyar dolara ulaşırken türkiye'nin turizm gelirleri 7.5 kat dolayında gelişme kaydederek 51 milyon dolar oldu.aynı dönemler içinde yunanistan, ıtalya, ıspanya ve diğer avrupa ülkelerine gelen turist sayısı ise ortalama 1-1.5 kat artış gösterdi. turizm gelirlerindeki artışlar da yaklaşık olarak aynı düzeydeydi.1970'li yıllarda dünya karşısında bu durumda olan türkiye'nin turizm ışletme belgeli 292 tesisi bulunurken bu tesislerde toplam 25 dolayında yatak vardı. bu artışla türkiye tesis sayısını 4.8 kat yatak sayısını da 3.1 kat artırdı. 1964 yılında yapılan bir çalışmaya göre de türkiye 100 binin üzerinde yatak kapasitesine sahiptir. aynı dönemde ıtalya, ıspanya 400 bin, yunanistan 1 milyon ve almanya 600 bin yatak kapasitesine sahiptir. yine 1960'lı yılların ortasında hazırlanan bir rapora göre türkiye çapında seyahat eden 1 milyon yerli turist ortalama 6-7 gün kalma süresi ve 40 tl'lik harcaması ile ülkemize 280 milyon tl'lik bir pazar sunmaktadır.sonuç olarak türkiye küreselleşen dünyada turizm konusunda aşikar bir gelişme geçirmişken hala gerekli ekonomik katkıyı sağlayamamaktadır. bunun yanında kültürel etkileşim bağlamında düşündüğümüzde de türkiye’de genelde türk kültürünün paraya çevrilmek istendiğini ve türk insanların da kültür turizmine pek de katkıda bulunmadığını söyleyebiliriz. bu bağlamda düşündüğümüzde türkiye de hala batılı anlamda bir turizm kültürünün oluşmadığını ve türkiye’nin turizme sadece ekonomik gelir amaçlı baktığını da söyleyebiliriz. türkiye’nin bugünkü politikaları da bunu göstermektedir.kaynakçakozak,n.,kozak,m.a., kozak,m. (2000) genel turizm,eda matbaası,ankara.özgüç, nazmiye (1998) turizm coğrafyası özellikler bölgeler, çantay kitabevi, istanbul.sezgin, orhan mesut (1995) genel turizm,.tutibay yayınları, ankara.tunç,a,saç,f. (1998) genel turizm, detay yayıncılık, ankara.

2 yorum:

burak dedi ki...

iyi hoş ama konudan biraz sapmışsın ama yinede güzel olmuş adresim sensizim_canem_322@windowslive.com

Cengiz dedi ki...

Sağlık Turizmi İşletmeciliği taban puanları 2020 açıklandı. Resmi veriler ışığında önlisans için hazırladığımız Sağlık Turizmi İşletmeciliği başarı sıralaması 2019 ‘da ayrıca iki yıllık Sağlık Turizmi İşletmeciliği bölümü hakkında bilgi vermeye çalışmaktayız. Bunun yanında kontenjanlara da yer veriliyor. https://yksdestek.com/saglik-turizmi-isletmeciligi-2-yillik-taban-puanlari/