29 Mayıs 2007 Salı

Anomi ve yabancılaşma

“anomie” emile durkheim’ın ortaya çıkardığı bir kavramdır. sosyolojinin de ortaya çıktığı 18. yy sonrası kapitalist dönemde özellikle kırdan kente göçün bir sonucu olarak ortaya çıkan uyumsuzluk problemini ifade eder anomi. bu bağlamda düşündüğümüzde kırdan göçmüş bireyin kent yaşamına ve kentteki toplumsal kurallara uyum sağlayamayarak intihara varan patolojik belirtiler göstermesidir.yabancılaşma ise karl marx’a ait bir kavramdır ve yine feodal düzenden kapitalist düzene geçiş sürecinde ortaya çıkan bireyin emeğine, kendisine ve içinde yaşadığı topluma yabancılaşması durumudur. burada söz konusu olan bireyler-arası ilişkilerin sınai ilişkiler ve para ekseninde gelişmesine bağlı olarak bozulması be bireylerin kendilerini yabancılaştıklarını bile anlamayacak düzeyde toplumsallıktan uzaklaştıklarıdır.anomi ve yabancılaşma arasında yakın bir ilişki bulunduğu aşikardır. yapıları itibariyle zaten anomi bir yabancılaşma biçimidir. kişi kent yaşamına uyum sağlayamamış ve toplumsal kurallara ayak uyduramayarak içinde yaşadığı kültüre yabancılaşmıştır. aynı zamanda birey toplumsallık ihtiyacıyla birlikte arada kalmışlık yaşar ve bu aşamada kendisine de yabancılaşır. işte bu bağlamda anominin temelinde yabancılaşma vardır.bu konudaki çalışmalarda ise yine farklı paradigmaların farklı perspektifleri söz konusudur. soyut bir kavram oluşundan dolayı içe vuruk tanımlamalar bu konuyla ilgili araştırmalarda hakimdir. yine çeşitli eleştirel bakışlarla birlikte bu konuda tümdengelimci yaklaşımın hakim olduğunu görüyoruz.

Hiç yorum yok: